Monday 15 August 2011

Yeni bebeğim... Lady in red...

Hayat sahip oldukça değerini yitiren şeylerle dolu... Neye sahip olsak sanki anlamını kaybediyor... O yüzden tükettikçe tüketiyoruz... Alırken ayılıp bayıldığımız elbiseler çabucak gözümüzden düşüveriyor, aklımız alınacak başka şeylere kayıyor hemen. Hayatımızdaki yeri sabitlenen ve kaybetmekten korkmadığımız ne varsa, anlamsızlaşıyor işte... Belki bu yüzden istediğimiz hemen hemen her şeyin sahibi olabildiğimiz dönemde deneyimler daha önemli... Sonuçtan çok süreç! Belki bu yüzden alışveriş yapmak güzel... Para hala cepteyken bütün dükkanlar bizim...
Ben birkaç yıl önce deliler gibi alışveriş yaparken farkettim ki, aslında açım. Ve o açlığı geçirecek şeyler kesinlikle elbiseler değil. -Ayakkabıları bambaşka bir yere koyuyorum o ayrı...- Deli gibi alırken bir baktım ki, evde aldıklarımı koyacak yer kalmamış... Tam o dönemde tekrar resim yapmaya başladım işte... Ve aslında ihtiyacımın tüketmek değil üretmek olduğunu anladım...

Neyse, bu kadar laf kalabalığından sonra son yaptığım son karalamayı paylaşayım... Resimler de elbiseler gibi eskiyor... Baktıkça ama. O yüzden çok bakamadan diğer karalamama geçeyim ben...



Monday 1 August 2011

90'lardan bir fotoğrafçı keşfi...

Doksanlardan dediysem, yanlış anlaşılmasın. Can Büyükkalkan 90 küsür doğumlu... Ve yıllardır fotoğraf çekiyormuş. Mailbox'uma düşen onlarca basın bülteni arasından sıyrılıveren Can'ın işlerini sizinle de paylaşmak istedim. Tasarımcı arkadaşları için çektiği fotoğrafları siz de görün. Bence bu çocuk gelecek vaadediyor, ya sizce?





Bu arada, "ben de keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneğim!" diyenler ya da arkadaşının keşfedilmesi gerektiğini düşünenler bana mail atabilir. Onların/sizin de estetik ve ucu sanat ve modaya dokunan işlerinin keşfedilmesi hoş olmaz mı, ne dersiniz?
Related Posts with Thumbnails

Popular Posts