Tuesday 31 August 2010

IFW: Murso kadınları Brig Laugier katlamaları içinde ne arıyor?

Arzu Kaprol'ün IFW'de sunduğu koleksiyonunun ilham kaynaklarından bahsediyorum. Her ikisi de eminim ki onlarca sanatçıya ilham olmuş, binlerce çeşit tasarımda -bir de tabi ki belgesellerde- karşımıza çıkıp şaşırmıştır bizi... Katlama deyince ben şansımı her ne kadar origamiden kullanıyor olsam da Arzu Kaprol gayet Brig Laugier'in katlamalarını seçmiş... Neden mi bahsediyorum...

İşte Brig Laugier katlamaları...

Bu da görür görmez tanıyacağınıza emin olduğum Murso kadını...
Ve Arzu Kaprol'ün Mursi kadınlarından ilham aldığı tasarımları...

Sunday 29 August 2010

IFW: Mavi mi olsa, pembe mi, yoksa transparan patron mu?

Burda dergisi alan var mı? "Fast fashion" olayı bu kadar yaygın değilken -ki sanırım bu bizim çocukluğumuza filan tekabül ediyor- annem Burda'dan birşeyler dikerdi. Ben hala alıyorum Burda'ları... Mehtap Elaidi'nin koleksiyonları Burda'nın Türkçesi daha yokken Alman versiyonlarının olduğu zamanlara alıp götürüveriyor insanı. Çünkü kumaşlarında aynen o dergilerin patronlarının desenlerini kulanmış. Bir de monokromlarla karışık parlak mavi ve pembeler...

Saturday 28 August 2010

IFW: Tülden periler yapan adam... Özgür Masur

Şimdiye kadar Sindirella masalında kendini kötü kızkardeşlerin yerine koyan bir kıza rastlamadım. Rastlayacağımı da hiç sanmıyorum. Herkes kendi hikayesinde hep esas kız/esas oğlandır. Balosunda, düğününde hep cam ayakkabılar evsahibinin ayağındadır.

İşte eğer masallar gerçek olsaydı, sanıyorum ki Özgür Masur prenseslerin camdan ayakkabıyı getireni bırakıp, somon rengi ayakkabılarını giyebilmek için peşinden koştuğu prens olurdu, -ki bu masalın gelişimi açısından gerçekten enteresan olur.

Özgür Masur, Ten dökümü koleksiyonunda her zamanki gibi bol bol kumaş detayı kullanmış. Tülleri büzmüş, birbirlerinin içinden geçirip elbiseleri sarıp sarmalamış... Uçuşan tül drapeleriyle büyülü bir ten dökümü hikayesi yazmış.




Koleksiyonunda tüllerin yanısıra fiyonk, katlama ve örgü detaylarıyla da harikalar yaratmış.
Bu arada aşağıda gördüğünüz elbiselerde tül tül, saten saten değil, kumaşa basılıp öyleymiş gibi görünüyorlar.. Ben bu detayda da bazı göndermeler seziyorum.
Bu elbiseleri balolarda giymek isteyenler aman dikkat, kendinizi prensesliğe fazla kaptırmayın, saat 12'de -elbiseleri çıkarınca- kabağa dönüşenler olabilir...

Friday 27 August 2010

IFW: Atıl Kutoğlu Istanbul'da 70'ler rüzgarı estirdi...

İstanbul'u hiç görmemiş birinden İstanbul'u dinlemek çok acayip birşey... Mesela İstanbul'a ilk geldiğinde herkesin çarşaf giyip develerle turladığı bir ambians hayal ettiklerini anlatırlar. Biraz daha turistik tanıtım filmi izleyenlerse Beyazıt - Sultanahmet - Eminönü hattındaki otantik herşeyi tüm İstanbul'la özdeşleştirir...  Bu -ikincisi tabii ki- hem gerçektir, hem de eksik.

Atıl Kutoğlu aslında İtalya'da geçecek olan bir tatile tiril tiril ve kullanışlı elbiseler tasarlamış, biraz da İstanbul'dan ilham almış... İşin içine istanbul giren kısmını anlamak için kendinizi zorlamanıza hiç gerek yok :) Gayet yukarıdaki -2.- tarifi anımsatan otantik desenlerde  kumaşlar kullanmış.

Aşağıdakiler de özellikle soldaki elbise klasik peştamal desenli kumaşlardan...
Otantik doğu renklerinden sadece turkuaz eksik.. Bir de mor...
Ve 70'ler... Desenlere dikkat.
Ve biraz ışıltı...
Atıl Kutoğlu, gayet eklektik bir koleksiyonla podyumları şenlendirdi... Kendisinin İstanbul'da ne kadar yaşadığını bilmiyorum ama sanki şehirle bütünleşen bir tasarımcı İstanbul'un çok daha aşık edici özelliklerinden ilham alabilirdi...

Vogue Eylül'den neler çıktı?

Geçen sene yayınlanan, Anna Vintour'un eylül sayısını hazırlama hikayesini izlemeyen varsa edinebilir...

Thursday 26 August 2010

Bu elbisenin tasarımcısı kim? Günseli Türkay / Deniz Berdan?

Bu rengarenk koleksiyonu çok beğenmekle birlikte bu soru aklımı kurcalıyor: Bu elbise kimin? Bunu kim tasarladı? "Nereden çıkardın bunu şimdi?" demeyin, çünkü bu defilenin stylingini Deniz Berdan yaptı ve tüm akseseuarlar Deniz Berdan tasarımı. Bunda şaşıracak birşey olmadığını herkes biliyor, maaile yaptıkları stylingler ve moda çekimlerini görmeyen kalmadı sanırım. DB JUNK'ta bu kolyelere benzeyen bir sürü örnek de var.

Benim de aklım aşağıdaki kolajı hazırlarken karıştı. Elbisedeki figürler takıların hemen hemen aynısı ve bu bana bu elbisenin tasarımcısının Deniz Berdan olduğunu söylüyor. Yani Günseli Türkay neden gidip de kolyelerin aynısından bir elbise tasarlamış olsun ki?


Koleksiyonun kalanına bakacak olursak, kumaşların üzerindeki renkli resimler büyük pikselleriyle bana yine Pacman'ı andırdı. 80'lerin punk havasını hakkıyla estiren defiledeki diğer parçalar da aynen şöyleydi:




Bu arada şu elbise konusuna dönecek olursam, acaba bu elbisenin Deniz Berdan'a ait olduğunu herkes biliyor da ben mi konuya yabancı kaldım... Olmadı kendisine sorarız :)

Wednesday 25 August 2010

IFW: Bora Aksu rüyası gerçek oldu işte...

Evet şurada da belirtmiş olduğum gibi, Bora Aksu'nun İstanbul'da bir defile yapmasının tam isabet olduğunu düşünüyordum... Yanılmamışım :)

IFW'nin ilk gün kapanış defilesinde Bora Aksu'nun birbirinden harika tasarımlarını izlemek gerçekten içimi açtı. Soft renklerin içine karıştırdığı koyularla yarattığı kontrast, transparan ve apokaliptik detaylar... Styling zaten harikaydı... Mankenler yine öyle..

İşte fotoğraflar...






First rowdan bir kare...
Anna Piaggi...

Monday 23 August 2010

Hayallere daldım, kendimi mazide buldum...

Vogue China, 2010 kış sezonunun trendlerinden birkaçını güzelce karıştırıp bu nefis çekimi yapmış... Eylül 2010'da yayınlanacak olan bu çekimde kesinlikle feminenlik ön planda... Kum saati silüetindeki kloş etekler romantik çiçek desenleriyle birleşince rüya gibi bir "mood" yaratılmış. E adına da zaten "Dream Away" demişler... Yani "hayallere dalmak".
Stilist: Nicoletta Santoro
Fotoğrafçı: Paolo Roversi
Model: Liu Wen

If I were a boy... Boysloft was my heaven!

Aslında gayet maskülen kıyafetler de giyebildiğimiz bir dönemde bu kıyafetleri almak için illaki erkek olmak gerekmiyor. Ama olsun. Penelope bu mağazayı "Rocker" erkeklere özel tasarlamış ve iş çıkışı sıkıcı plazalardan Boysloft'a akın eden çılgın kalabalığın gözlerindeki pırıltıyı görmeyi istemiş... E bize de sevsek de mekanı sahiplerine bırakmak düşer... Nasılsa bize oynayacak alan çok...

Burası hem koleksiyonlarıyla hem de içmimarisiyle görülmeye değer... Duvarda tek tek 2 santim genişliğinde katlanmış eski gazeteler, tek tek elde sarılmış askılıklar ve yere dizilmiş plaklarıyla tek kelimeyle enteresan... 

Yolunuz Brescia'ya düşerse uğramayı unutmayın...  
 

Related Posts with Thumbnails

Popular Posts