Monday 9 November 2009

İstanbul çok güzel, rakı şiş kebap çok güzel, gene gelecek ben!

Missioni ve Vivienne Westwood'tan İstanbul Moda Başkenti notları...

Dergilerin Kasım sayıları "Fashionable İstanbul" röportajlarına yer vermiş... Modacıların ortak görüşleri şöyle; İstanbul bir moda başkenti değildir... Öyleyse nedir?
  • Giriş kapısıdır:  Orta Doğu pazarlarına bir giriştir İstanbul.
  • Pazar yeridir: Dünya moda devleri için ürünlerini satacakları yeni bir pazardır. 
Fashionable İstanbul gibi atraksiyonların İstanbul'a  ve moda sektörüne faydalı olmasını hakikaten çok isterdim. Ancak yabancı modacıların İstanbul'a geldiklerinde "İstanbul çok güzel, rakı şiş kebap çok güzel, gene gelecek ben!" yaklaşımlarına sinir oluyorum...

Belki de buraya geldiklerinde keşfedilmeyi bekleyenler var; bunlar marka olabilir, tasarımcı olabilir, franchiser olabilir... Ama gördüğüm kadarıyla durum şu; en şanslılar franchising konusuyla ilgilenenler...

Fakat sadece tüketerek ya da başkasının fasonculuğunu yaparak bu sektörün nasıl gelişeceğini hakikaten çok merak ediyorum...

Neyse... Moda sanattır, modanın sanata dönüştüğü mutfak neredeyse moda orada büyür gelişir... Dike dike moda başkenti olunsaydı, "başkent" deyince aklımıza Çin gelirdi... Ama diken değil, giyen değil (bu ayrı bir tartışma konusu), tasarlayan yerler başkent işte...  That's why İstanbul is not the Fashion Capital!

No comments:

Post a Comment

Related Posts with Thumbnails

Popular Posts